بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَبِٱلَّيْلِۗ أَفَلَا تَعْقِلُونَ ١٣٨

Ve geceleyin, ya akıl edip de düşünmez misiniz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِنَّ يُونُسَ لَمِنَ ٱلْمُرْسَلِينَ ١٣٩

Şüphesiz Yunüs de o mürselînden.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِذْ أَبَقَ إِلَى ٱلْفُلْكِ ٱلْمَشْحُونِ ١٤٠

Hani bir vakit dolu gemiye kaçmıştı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَسَاهَمَ فَكَانَ مِنَ ٱلْمُدْحَضِينَ ١٤١

Kur'a çekmişti de kaydırılanlardan olmuştu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَٱلْتَقَمَهُ ٱلْحُوتُ وَهُوَ مُلِيمٌ ١٤٢

Derken kendisi balık yuttu melâmette idi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَلَوْلَآ أَنَّهُۥ كَانَ مِنَ ٱلْمُسَبِّحِينَ ١٤٣

Eğer çok tesbih edenlerden olmasa idi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَلَبِثَ فِى بَطْنِهِۦٓ إِلَىٰ يَوْمِ يُبْعَثُونَ ١٤٤

Her halde ba'solunacakları güne kadar onun karnında kalırdı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَنَبَذْنَٰهُ بِٱلْعَرَآءِ وَهُوَ سَقِيمٌ ١٤٥

Hemen biz onu alana attık hasta idi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَأَنۢبَتْنَا عَلَيْهِ شَجَرَةً مِّن يَقْطِينٍ ١٤٦

Ve üzerine kabak cinsinden bir ağaç bitirdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَأَرْسَلْنَٰهُ إِلَىٰ مِاْئَةِ أَلْفٍ أَوْ يَزِيدُونَ ١٤٧

Ve onu yüz bine Resul gönderdik ve hattâ artıyorlardı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَـَٔامَنُواْ فَمَتَّعْنَٰهُمْ إِلَىٰ حِينٍ ١٤٨

O vakit ona iman ettiler de onları bir zamana kadar istifade ettirdik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu